Recent Posts

30 Aralık 2009 Çarşamba

Federer Davis Cup'ta Yok

Federer, Mart ayında İspanya ile İsviçre'nin karşı karşıya geleceği Davis Cup ilk turunda oynamayacağını açıklamış.

Şaşırmadım bu kararına ama Davis Cup'ta bir Federer-Nadal maçı izlemek güzel olurdu. Gerçi henüz İspanya'nın kadrosunda Nadal olacak mı bilmiyoruz. Maçların İspanya'da, toprakta oynanacağını düşünürsek Federer de oynamayınca İsviçre'nin bir sürprize imza atma ihtimali kalmadı diyebiliriz.

Federer için 2010 zor bir yıl olacak. Muhtemelen kırmak için odaklandığı bir rekor daha var; Sampras'ın 286 haftalık 1 numarada kalma rekoru...Tam hesaplamadım ama bunun için büyük ihtimalle Wimbledon'a kadar 1 numaralı koltuğunu koruması gerekiyor. Roland Garros'ta korunması gereken 2000 puanı düşünürsek, ki Nadal 4. turda elendiği için çok az puan alabildi 2009'da, Indian Wells ve Miami turnuvaları öncesi fazla yorulmak istemedi sanırım toprakta oynanacak Davis Cup maçları ile.

23 Aralık 2009 Çarşamba

Ana Ivanovic ve Fok Balıkları


Ana Ivanovic, Mooloolaba’daki "UnderWater World"'de fok balıklarıyla bir araya gelmiş. Ana fok balıklarını, fok balıkları da onu çok sevmiş belli ki.

22 Aralık 2009 Salı

Myla ve Charlene


Myla & Charlene Federer 5 aylık yeni halleriyle karşımızda. Facebooktaki hayran sayfasına şu notu düşerek koymuş bu resmi Federer;

"Many friends and fans have asked for an updated picture of our girls so we thought we'd post this picture for the holiday season. Our entire family wishes you a safe and happy 2010!"
Fotoğraf yine Robert Federer imzası taşıyor. :)

15 Aralık 2009 Salı

Wawrinka Da Evlendi

Uzun zamandır birlikte olduğu kız arkadaşı Ilham Vuilloud ile evlendi Wawrinka. Şubat ayında ikilinin bebeği dünyaya gelecek. Geçtiğimiz günlerde bir röportajında yakın bir tarihte evleneceklerini söylemiş ama gün vermemişti.

Çocuklarının dünyaya gelmesi Federer'i pek etkilememişti, onları da gittiği turnuvalara götürmüştü. Wawrinka bu konuda biraz farklı düşünüyor sanırım. Çocukla seyahatin çok zor olduğunu ve eşinin eskiden olduğu gibi sadece bazı turnuvalara onunla birlikte geleceğini söylemiş. Davis Cup ilk tur maçında İspanya'yla karşılaşacak olan İsviçre'nin kadrosunda da yer alan Wawrinka, bu turnuvada oynayıp oynamayacağına bebeğin durumuna göre karar verecekmiş.

9 Aralık 2009 Çarşamba

The Biggest Upsets Of 2009

Atpworldtour.com, bugünkü yazısında 2009'un beklenmeyen sonuçlarını, en büyük üzünütüyü, hayal kırıklığını yaratan maçlarını ele almış.


1 - Roland Garros 4. tur / Robin Soderling def. Rafael Nadal 6-2, 6-7(2), 6-4, 7-6(2)

Sezona çok iyi başlayan Nadal, ilk sert zemin finalinden zaferle ayrılmış, Grand Slam sayısını 6'ya yükseltmişti. Roland Garros'un her daim mutlak favorisi olması ve 2008 Wimbledon şampiyonluğu sebebiyle bu sezon grand slam yapar mı tartışmaları bile yapılıyordu sezon başında.

Toprak sezonuna da çok iyi başlamıştı aslında. Monte Carlo, Barcelona ve Roma'yı kazanıp Madrid'de finalde Federer'e yenilmişti. Roland Garros'ta da ilk 3 turu set kaybetmeden geçmişti ki zaten Roland Garros'ta toplamda kaybettiği set sayısı 7'ydi. 4. tudaki rakibi, 1 ay önce Roma'da 6-1, 6-0 yendiği Soderling'ti.

Maç bitene kadar kötü oyununa rağmen bir an olsun Nadal'ın kaybedeceğini düşünmedim, inanamadım ya da. Son tiebreakte Soderling 6-2'yi bulup 4 maç puanı kazandığında bile durumu algılamış vaziyette değildim. Federer'in yıllarca Roland Garros kupasını kazanmasını hayal etmiş, 2008 finaliyle birlikte bunun Nadal olduğu sürece gerçekleşmeyeceğine kendimi iyiden iyiye inandırmış biri olarak, Nadal'ın elenmesiyle Federer'in şampiyonluk yolunda önü açılsa da ben sevinemedim bu sonuca. Hem Nadal'ın hem de sevenlerinin neler hissettiğini az çok tahmin edebiliyorum.

Bu sürpriz sonuçla Borg bir rekorunun daha kırılmasından kurtulmuş, Nadal ise Roland Garros'ta 31 maç sonra ilk mağlubiyetini almış oluyordu. Gerçekten de yılın en beklenmeyen ve hayal kırıklığı yaratan sonucuydu bu.

2 - Amerika Açık Finali / Juan Martin Del Potro def. Roger Federer 3-6, 7-6(5), 4-6, 7-6(4), 6-2

Son 5 yılın şampiyonu Federer 2007 yılında ilk Grand Slam finaline yükselen Djokovic'i, 2008'de yine ilk Grand Slam finaline yükselen Murray'i yenerek şampiyon olmuştu. Bu yıl da final sahnesinin kahramanı Del Potro aynı ünvana sahipti ve beklenen son 2 yılki senaryonun tekrarıydı.

İlk sete Federer çok iyi başlamış ve rahat şekilde kazanmıştı. 2. sette de her şey Federer lehine ilerliyordu; ta ki set için servis atarken servisini kırdırıp sonrasında seti kaybedene kadar. Wimbledon finalinde Roddick'in kaçırdığına benzer bir fırsatı bu sefer Federer harcamıştı. Buna rağmen 3. seti kazandı Federer, ama Del Potro'nun da ümitlenmesini, maça tekrar ısınmasını sağlamıştı 2. set.

Federer'den bir maçta tiebreakle 2 set almak, hem de bir Grand Slam finalinde...Del Potro gerçekten zor bir iş başardı ve finali final setine taşıdı. Final setinde de beklediğinden çok daha kolay bir şekilde, onu ilk Grand slam şampiyonluğuna ulşatıracak sonucu aldı.

Federer Nadal dışında kimseye Grand Slam finallerinde yenilmemişti Amerika Açık'a kadar. Pek çok açıdan ilkleri barındıran bu maç, sezonun en önemli sonuçlarından biriydi şüphesiz.

3- Amerika Açık 4. tur / Marin Cilic def. Andy Murray 7-5, 6-2, 6-2

Bu skor, yıl boyu her turnuvada Murray'i favori gösteren kesimleri şaşırtmış olmalı, beni o kadar da şaşırtmadı. Cilic, çıkış yapmasını beklediğim bir oyuncuydu. Önümüzdeki yıllarda şaşırtıcı pek çok sonuç alacağını tahmin ediyorum; umarım Cilic, Gulbis gibi hayal kırıklığına uğratmaz beni.

Cilic'in oynadığı, Murray'nin bu dominasyona maç boyu bir çare bulamadığı bir maçtı. Bu sonuçla Cilic, Top 3'teki oyunculara karşı ilk galibiyetini almış ve ilk çeyrek finaline yükselmişti. Murray ise 2 numaralı seribaşı olarak katıldığı bu turnuvada da beklentileri karşılayamadan ayrılmıştı.

4- Roland Garros 3.tur / Philipp Kohlschreiber def. Novak Djokovic 6-4, 6-4, 6-4

Djokovic, çok iyi geçirdiği toprak kort sezonu sonrası büyük umutlarla gelmişti Fransa'ya. Monte Carlo ve Roma'da finale, Madrid'de de yarı finale yükselen Djokovic, her üç turnuvada da Nadal'a yenilmişti. Belgrad'daki turnuvayı ise kazanmıştı.

2008 yılında Roland Garros'ta yine Nadal'a 3 sette yenilmiş olsa da çok iyi bir mücadele ortaya koymuştu. Bu yılın da önemli finalist adayları arasındaydı Nole. En az yarı final göreceğini düşünüyordum ben de ama beklenmedik şekilde 3. turda veda etti tunuvaya.


5- Rogers Cup çeyrek finali / Jo-Wilfried Tsonga def. Roger Federer 7-6(5), 1-6, 7-6(3)

Federer'in son sette 5-1 öndeyken üstün bir çaba göstererek kaybetmeyi becerdiği maç. İlk seti tiebreakte kaybettikten sonra 2.seti 6-1 alan ve 3. sette de 5-1'i bulan, yani son 13 oyunun 11'ini kazanan Federer'in 1 servis oyununa tutunamayıp tiebreakte de varlık gösteremeyip kaybetmesi fazlasıyla şaşırtıcıydı. Federer'in de maç sonrası belirttiği gibi "It's never over until it's over."

Yılın En İyi 5 Maçı

ATP resmi sitesi, bu haftanın 5 günü boyunca 2009 yılını farklı şekillerde ele alan yazılar yayımlayacak. Pazartesi günü "Yılın Fotoğrafları"nı, bugün de "Yılın En İyi Maçları"nı yayımlamışlar.

Yılın fotoğrafları olarak seçtikleri fotoğrafların birkaçı dışında pek özel yanlarını göremedim açıkçası. Bakmak isteyenler buradan ulaşabilirler.

En iyi 5 maç listesinde ise şu maçlar var;


1- Wimbledon Finali / Roger Federer def. Andy Roddick 5-7, 7-6(6), 7-6(5), 3-6, 16-14

Bu maçı yaşanan büyük çekişme sebebiyle ilk sıraya koyduklarını düşünüyorum. Oynanan tenisin kalitesi açısından ilk sırayı hakettiğini düşünmesem de yılın maçı olarak düşünülmesi çok da garip gelmiyor.

Federer'in Roddick karşısında birebirdeki üstünlüğünün de etkisiyle Roddick'e maç öncesi çok da şans tanınmıyordu. 2004 ve 2005 Wimbledon finallerinde de karşı karşıya gelen bu ikiliden iki maçta da gülen taraf Federer olmuştu. Roddick 3. Wimbledon finalinden kupayla ayrılmak istiyordu ve kazanmaya çok da yaklaştı bu sefer.

Özellikle 2. setin tiebreaki unutulmaz. 6-2 öndeyken kaçırdığı puan ve oradan seti kaybedip 2-0'ı bulamaması eminim Roddick'in hatırladıkça hala hayıflandığı bir durumdur. 2-0 öne geçeydi, bu servis performansıyla maçı alırdı gibi geliyor. İki oyuncunun da servislerinin ön planda olduğu bir maçtı ve Federer sadece bir kez servis kırarak 77 oyunluk final maçını kazanan taraf oldu.

Federer'in Roland Garros zaferi sonrası Nadal'ın da yokluğunda mutlaka kazanması beklenen bir turnuvaydı Wimbledon. 15. Grand Slam'ini kazanarak Sampras'ın rekorunu geçmesi ve 2008'de Nadal'a devrettiği "1 numara" koltuğunu geri alması açısından da önemliydi. Bir ara hiç bitmeyeceğini sandığım ve Ertem Şener'in tabiriyle yüreğim ağzıma gele gele ağzımda yer kalmayan maçı kazanan Federer 6. Wimbledon şampiyonluğuna ulaşarak Sampras'ın 7 Wimbledon rekoruna da bir adım daha yaklaşmış oldu.

2- Madrid Açık Yarı Finali / Rafael Nadal def.Novak Djokovic 3-6, 7-6(5), 7-6(9)

4 saat 3 dakika süren, Open Era'nın en uzun "best of three sets" maçı. Djokovic'in Nadal'ı yenmeye bu kadar yaklaşıp Roma ve Monte Carlo'da olduğu gibi mağlup ayrıldığı, 2.liği tartışılabilir ama listede olmayı hakeden bir maç.

Nadal maç boyunca sadece 2 kez servis kırma şansı yakalamış ve birini değerlendirmişti. Djokovic ise 8 servis kırma şansının 2'sini değerlendirse de maçı kazanamadı.

Djokovic 2009 yılında Madrid'e kadar, Davis Cup maçını da sayarsak 3 kez karşılaşmıştı Nadal'la ve bu toprak kort mücadelelerinin hepsini kazanan taraf Nadal olmuştu. Toplamda da 9-0 gibi bir üstünlüğü var Nadal'ın toprakta Djokovic'e karşı. Djokovic bu seriye son vermek istiyordu; Nadal'ı kendi evinde yenmek de ayrı bir motivasyondu tabii. Son sette 3 kez maç puanı yakaladı Djokovic fakat değerlendiremedi hiçbirini.

Djokovic'in, performanını "Bu zeminde oynadığım en iyi tenisti." diye tanımladığı bu maç sonrası 3 kez de sert kortta kaşılaştılar bu sene ve 3 maçı da Djokovic kazandı. Djokovic'in Nadal'a karşı kazandığı ilk tiebreakin bu yıl Londra'daki Robin Round maçında olması da ilginç bir ayrıntı.

3- Avustralya Açık Yarı Finali / Rafael Nadal def. Fernando Verdasco 6-7(4), 6-4, 7-6(2), 6-7(1), 6-4

Benim için 2009'un en güzel maçıydı kuşkusuz. Bu kadar keyif aldığım ve tenise doyduğum bir maç olmadı yılın geri kalanında.

4. turda Andy Murray'i, çeyrek finalde de Tsonga'yı eleyen Verdasco'nun ilk çeyrek finaliydi bu. Nadal ise çok iyi bir performans göstererek ilerliyordu ve sert zemindeki ilk Grand Slam şampiyonluğuna ulaşmak istiyordu.

5 saat 10 dakika süren müthiş mücadelenin Verdasco'nun çift hatasıyla bitmesi ise gerçekten üzücüydü. İki tenisçi de seyir zevki yüksek bir maç izlettiler bizlere ve mücadeleden hiçbir an vazgeçmediler. Nadal'ın böyle bir mücadeleden çıkıp finalde Federer'i de 5 set sonrası yenmesi ayrıca takdire şayan. Avustralya Açık'ta hem yarı finali hem de finali 5 sette kazanan 2. isim olmuş Mats Wilander'den sonra.


4- Amerika Açık 2. tur / Taylor Dent def. Ivan Navarro 6-4, 5-7, 6-7(1), 7-5, 7-6(9)

İki servis-volecinin etkili servisleri ve file önü mücadelesiyle geçen güzel bir maçtı. Evsahibi Dent'in sakatlıklar sonrası dönüşü açısından da önemliydi. Dent'in maç sonu sevinci de görülmeye değerdi tabii.

5- ATP World Tour Finals Yarı Finali / Nikolay Davydenko def. Roger Federer 6-2, 4-6, 7-5

Sezon sonu turnuvasında oynanan yarı final mücadelesini de listeye almış ATP. Turnuvanın en iyi maçı olduğuna katılabilirim ama listede olmasını beklediğim maçlardan değildi. Avustralya Açık ve Amerika Açık finalleri de listede olabilirdi ama Grand Slam ve Federer/Nadal vs. endeksli bir liste yapmak istememişler anlaşılan. Gerçi Grand Slam maçlarını her halükarda daha fazla sevdiğim için subjektif bir yorum da olabilir bu.

Federer'e karşı 12-0 gerideydi bu maça kadar Davydenko ve bu maçla birlikte bu seriye son vererek Top 10'da galibiyeti olmayan tek oyuncuya karşı da galip geldi ve bir nevi makus talihini yıktı. Sonrasında da Del Potro'yu 2 sette geçerek kariyerinin en önemli kupasını kaldırdı Rus raket.

7 Aralık 2009 Pazartesi

Yardımsever Kardeşler

Agnieszka ve Urszula Radwanska, Krakow'da yardıma muhtaç bir aile için Christmas alışverişi yapmışlar. Beyin felci geçiren bir çocuğu bulunan ve maddi durumu iyi olmayan bu aile için "Gentle Pack" projesi kapsamında bir liste hazırlayıp alışveriş yapan ikili böyle bir yardımda bulundukları için çok mutlu olduklarını söylemişler.

Yaptıkları alışveriş listesinde çikolata olmasa da Urszula, yılbaşını da düşünerek eklemiş sepete birkaç paket.

6 Aralık 2009 Pazar

re re re ra ra ra Spanish Armada

Davis Cup boyunca oynanan tenis dışında dikkatimi çeken bir diğer şey de İspanyol oyuncuların kıyafetleri oldu. Bir Galatasaraylı olarak sarı-kırmızı olan her şey daha bir ilgimi çekiyor haliyle.


En dikkat çekici olan Verdasco'ya Adidas tarafından hazırlanan İspanya milli takımının t-shirtüydü. "Kırmızının gücü bulaşıcıdır." sloganıyla tanıtımı yapılan bu t-shirtün güzel bir reklamı de mevcut.

">

Her ne kadar "Vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızıyla turuncudan iz taşıyan tok bir sarı" tanımına uymasa ve Nike'a ait olsa da Nadal'ın kıyafeti de gayet güzel bir forma olur Galatasaray'a.

5 Aralık 2009 Cumartesi

Y Viva Espana

Davis Cup finalinde İspanya, Çek Cumhuriyeti'ni 3-0 yenerek geçen yılki şampiyonluğunu korudu.

Aslında Davis Cup ve Fed Cup gibi milli organizasyonlar tenis gibi bireysel bir sporda çok ön plana çıkmıyor, pek önem arzetmiyor ama ben çok keyif alıyorum izlerken. Kenarda diğer oyuncuların takım arkadaşlarına destek oluşu, tribündeki renkli görüntüler...Hatta oyuncuların sevinçleri bile başka oluyor; özellikle çiftlerde sevinçlerini paylaşabilecekleri partnerlerinin olması ve sadece kendilerini değil ülkelerini temsil ediyor olmaları daha bir coşku yaratıyor çoğunda.

Favori tabii ki İspanya'ydı ama İspanyolların en büyük umutları Nadal ve Verdasco'nun Londra'daki performansı acaba dedirtmişti biraz olsun. Ama İspanya toprak kortta, seyircisinin önünde Çeklere şans tanımadı ve bu yıl da şampiyonluğa ulaşan taraf oldu.

Finalin ilk maçı Nadal ile Berdych arasındaydı. İlk sette hayli zorlanan Nadal setin sonlarına doğru açıldı ve ilk seti 7-5, 2. seti 6-0 ve 3. seti de 6-2 kazanarak uzun süre sonra ilk galibiyetini aldı. Hem onun için hem de İspanya için çok önemliydi bu galibiyet.

2. maçta ise Ferrer ile Stepanek korttaydı. Stepanek'in ilk iki seti 6-1, 6-2 gibi rahat skorlarla alması, durumu 1-1'e getirme yönünde Çekleri umutlandırsa da Ferrer tam zamanında uyanarak müthiş bir geri dönüşle 6-4'lük 2 set kazanarak maçı final setine taşıdı. Final seti 8-6 ile Ferrer'in oldu ve bu galibiyetle İspanya kupanın bir ucundan tutmuş oldu.

Çekler son kozlarını oynadı bugünkü çiftler maçında ve Verdasco/Lopez ikilisine karşı Stepanek/Berdych çiftiyle şans aradılar. Fakat umutlarını sürdürecek galibiyeti almayı başaramadılar. Verdasco/Lopez ikilisi maçı 7-6(7), 7-5 ve 6-2 kazanarak şampiyonu belirledi ve böylece İspanya 4. kez Davis Cup şampiyonluğuna ulaştı.

4 Aralık 2009 Cuma

Federer Krizde

Federer mali krize girecek değil tabii bu bir gülme krizi. CNN'in Portekizli spikeri Pedro Pinto'yla yaptığı röportajda İngilizce sorulara güzel güzel cevap veren Federer, röportaj İspanya'da yayınlanacağı için sorulan İspanyolca soruları duyar duymaz gülme krizine giriyor. :)

3 Aralık 2009 Perşembe

Au Revoir Amelie

30 yaşındaki Fransız tenisçi Amelie Mauresmo, bugün tenisi bıraktığını açıkladı. Safin gibi o da 2 Grand Slam'i bulunan ve 1 numarayı görmüş bir isimdi. Özellikle de 2006 yılındaki performansı unutulmaz; Avustralya Açık ve Wimbledon finallerinde Henin'i yenerek 2 Grand slam kazanmıştı o yıl.

Toplamda 25 tekler, 3 de çiftler şampiyonluğu bulunan Mauresmo 2003 yılında Fed Cup şampiyonluğu yaşamış, 2004 Atina Olimpiyatlarında da gümüş madalya almıştı.

Çok sevdiğim bir tenisçiydi Amelie. Bu kararı beklesem de şaşırdım duyunca. Kadınlar tenisinin son zamanlardaki halini gördükçe Mauresmo gibi isimlerin değerini çok daha iyi anlamıştım, kötü dönemlerinde bile severek izlerdim maçlarını. En azından bir jübile maçı yapsaydı keşke...

29 Kasım 2009 Pazar

Londra Şampiyonu: Davydenko


Bugün sezon sonu finalinde Davydenko Del Potro'yu 6-3 ve 6-4'lük setlerle yenerek şampiyonluğa ulaştı. İyi servisler ve iyi oyunla Del Potro'ya şans tanımadı Kolya. İlk basit hatasını 6. oyunda yapması dikkat çekiciydi. Rakibine servisini kırma şansı vermedi ve toplamda 2 kez servis kırarak final maçını kazanan taraf oldu.

Özellikle Grand Slam'lerde bir finalinin bile olmaması üzücü Davydenko gibi bir tenisçi için. İstikrarlı bir şekilde ilk 10'daki yerini korusa da kariyerinde dikkay çekici bir başarıdan bahsetmek pek mümkün değil.

Bu turnuvada iki yıldır sadece Djokovic'e yeniliyor oluşu ilginç. Geçen yıl şampiyon olan Djokovic'e hem gruplarda hem finalde yenilmişti; bu yıl da gruplardaki tek mağlubiyeti Djokovic'e karşı Davydenko'nun.

Sezonun Grand Slam şampiyonu üç ismini yenerek kupayı almak da kolay olmasa gerek. Gruplarda Avustralya şampiyonu Nadal'ı, yarı finalde Roland Garros ve Wimbledon şampiyonu Federer'i ve finalde de Amerika Açık şampiyonu Del Potro'yu yendi Rus tenisçi.

Çek Cumhuriyeti'yle İspanya arasında oynanacak Davis Cup finali dışında Atp'de de sezon bitti. 2010'da, geçtiğimiz yıllara oranla rekabetin ve sürpriz sonuçların daha fazla olacağını düşünüyorum ve yeni sezonu sabırsızlıkla bekliyorum.

Londra WTF: 7. Gün


Günün ilk yarı finalinde Davydenko ve Federer karşı karşıya geldi. Federer maçın başında kendi servisini alıp üstüne Davydenko'nun servisini kırma şansı elde edince, geçtiğimiz üç maçtaki tablonun tersini mi göreceğiz diye meraklanmıştım. Federer gruplardaki üç maçta da ilk seti çok kötü bir oyunla kaybedip 2. seti kazanmıştı. Fakat çok geçmeden servisini kırdırarak aynı tas aynı hamam devam ettiğini gösterdi. Ben doğru düzgün çalışan link bulana kadar bitti bile ilk set. 3 kez servis kırdırıp 1 kez servis kırarak kaybetti seti Federer.

2. sette özellikle 2. servislerinde çok daha etkiliydi Federer. Set boyunca iki oyuncu da servis kırma şansı elde edemedi. Federer 5-4 öndeyken 2 kez servis kırma ve set puanı yakaladı ve 2.sini değerlendirerek seti kazandı.

3. set, 2 oyuncu da servislerinde sorun yaşamadan devam etti. Federer 5-4 öndeyken 30-0 öne geçse de Davydenko rakibine servis kırma şansı vermedi bu oyunda. Ve hemen ardından servis kırıp final için servis kullanma şansı elde eden taraf oldu. Federer bu oyunda servis kırma şansı yakalasa da Davydenko izin vermedi ve 12 maç sonra Federer'e karşı ilk galibiyetini alıp geçen sene olduğu gibi finale yükseldi.

2. yarı final maçı Del Potro ile Soderling arasındaydı. İlk sette Del Potro 4 servis kırma şansı yakalasa da iki oyuncu servis oyunlarında pek problem yaşamadı ve set tiebreake gitti. Set boyunca yaptığından daha fazla basit hatayı tiebreakte yapan Del Potro sadece 1 puan alabildi ve ilk set tiebreak sonucu Soderling'in oldu.

2. sette Soderling'in iyi servislerine rağmen Del Potro servis kırma şansları yakaladı ve 4-3 öndeyken servis kırmayı başardı, seti 6-3 kazandı.

Son sette maç boyunca yakaladığı ilk servis kırma şansını değerlendiren Soderling durumu 4-2'ye getirdi. Hemen ardından Del Potro cevap vererek eşitliği sağladı ve bu set de tiebreake gitti. Bu sefer tiebreakte etkili olan taraf Del Potro'ydu ve finalde Davydenko'nun rakibi olmayı başardı.

Sezon sonu olmasına rağmen üst düzey tenis oynayan oyuncuları görmek gerçekten güzel. Nadal'ın maçları ve Soderling'in Djokovic'i yendiği maç dışında her maç 3 sette bitti Londra'da. Finalin de 3 sete gitmesi muhtemel. Kimin kazanacağını ise hiç tahmin edemiyorum açıkçası.

28 Kasım 2009 Cumartesi

Londra WTF: 6. Gün

B grubunda bugün oynanan maçlarla Robin Round tamamlandı. Günün ilk maçında Djokovic Nadal'ı 2 sette geçmeyi başardı. Nadal'ın gruplardan çıkamayacağı maç öncesinde belli olmuştu zaten. Adeta grubun etkisiz elemanı oldu ve 1 set bile alamadan tamamladı grup maçlarını. Djokovic ise Soderling maçındaki mağlubiyeti sebebiyle kaderini akşam oynanan maça bıraktı. Djokovic'in yarı finale çıkabilmesi için Soderling - Davydenko maçını Soderling'in kazanması gerekiyordu.

Dün Murray'nin yaşadığı hayal kırıklığının benzerini bugün de Djokovic yaşadı. Soderling-Davydenko maçı, iki oyuncuyu da yarı finale çıkaracak şekilde sonuçlandı. Eğer Davydenko 2 sette kazansaydı grubu lider bitirecekti, 2-1 kazandığı için grup lideri Soderling oldu.

A grubunun 1.si Federer, B grubunun 2.si Davydenko'yla; A grubunun 2.si Del Potro B grubunun 1.si Soderling'le eşleşti yarı finalde. Maçlar yarın oynanacak.

Federer'in B grubundan yarı finale yükselen iki oyuncuya karşı da 12-0 gibi ezici bir üstünlüğü bulunuyor. Davydenko aynı yaştaki rakibine karşı ilk galibiyetini arayacak Londra'da.

Del Potro ise bu maçı kazanırsa haftaya 4. oluyor sanırım.

27 Kasım 2009 Cuma

Londra WTF: 5. Gün

A grubunda bugün son maçlar oynandı ve Federer grubu 1. olarak bitirdi, 2. olmasında katkısı bulunan Del Potro ile birlikte yarı finale çıktı.

İlk maç Verdasco ile Murray arasındaydı. Maç, Verdasco'nun iyi servis - kötü oyun, Murray'nin kötü servis - iyi oyun kombinasyonuyla başladı. İlk sette durum 4-4 olana kadar Murray'nin yakaladığı servis kırma şanslarını iyi servislerle savuşturdu Verdasco ama çok kritik noktada, iyi götürdüğü puanı basit voleyi kaçırarak kaybetti ve servis kırdırdı. Ardından Murray kendi servis oyununa 2 çift hatayla başlasa da seti almayı bildi.

Verdasco'nun ilk servis kırma şansı 5-4 öndeyken set puanı olarak geldi 2. sette ama yararlanamadı. Set boyu 7 servis kırma şansı yakalayan Murray de bunların hiçbirini değerlendiremeyince tiebreake gitti set. Verdasco tiebreakte iyi bir oyunla seti aldı, set puanı Murray'nin çift hatasıyla geldi.

Son set de tiebreakle sonuçlandı. Bu sefer tiebreaki kazanan Murray oldu ve akşamki maç sonrası hiçbir işe yaramayacak olan gruptaki 2. galibiyetini aldı. Verdasco yine kazanmaya yaklaştığı bir maçı kaybederek genel istikrarını korudu.

A grubunun son maçında Federer, 1 set kazanması halinde büyük ölçüde yarı finali garantileyecekti. Verdasco maçında ilk servisini kırdıran Federer, Murray maçında servis karşılamayı seçerek bir nevi uğur denediğini söylemişti. Bu maçta tekrar servis atmayı tercih etti ve yine servis kırdırarak kötü bir başlangıç yaptı maça. 3-1 gerideyken çift hatayla tekrar servis kırdırdı ve Del Potro ilk seti 6-2 kazandı.

Del Potro ilk iki maçına oranla daha iyiydi bu maçta. 2. setin hemen başında tekrar servis kırma şansı yakaladı. Şükran gününde Federer'in fileye şükranlarını gönderdiği bu puanda yararlanamadı bu şanstan. Oyuncular servis oyunlarına rahatça tutundu bu sette ve set tiebreake gitti. Tiebreakte Del Potro 5-4 öndeydi ve servis atma sırası ondaydı. Federer 2 mini breakle set sayısı yakaladı ve seti kazandı.

Del Potro'nun yarı finale yükselebilmesi için son seti 6-3 kazanması gerekiyordu. Durum 3-3'ken Federer 3 kez servis kırma şansı yakaladı ama Del Potro, Murray'nin ve kendisinin kaderini belirleyecek 4. oyunu almasına izin vermedi Federer'in. Bir de üstüne Federer'in servisini kırdı ve seti 6-3 aldı.

Grup lideri Federer oldu. Murray'den sadece 1 oyun farkla Del Potro yarı finale çıktı. Bu maçın çok konuşulacağı kesin. Murray'nin ettiği küfürleri az çok tahmin edebiliyorum.:) Görmek isterdim maç sonrası ifadesini.

Federer'in yenilişine sevineceğim aklıma gelmezdi ama iyi oldu bu sonuç. Murray'dense Del Potro'yu tercih ederim kesinlikle. Maçın sonucunu ayarladıklarını düşünmüyorum ama bu şekilde yorumlanacağı kesin. İki taraf da istediğini aldı neticede..

Günün Sonuçları;

A.Murray def. F.Verdasco 6-4, 6-7, 7-6
J.M.Del Potro def. R.Federer 6-2, 6-7, 6-3

Yarının Maçları;

R.Nadal - N.Djokovic
N.Davydenko - R.Soderling

26 Kasım 2009 Perşembe

Londra WTF: 4. Gün

B grubunun ilk maçını kazanan iki ismi Djokovic ve Soderling, günün ilk maçında karşı karşıya geldi. İlk sette iki oyuncu da servis oyunlarında çok fazla problem yaşamadı. Soderling 5-4 öndeyken Djokovic'in serivisinde 40-0 öne geçerek 3 set puanı yakaladı ama yararlanamadı bu fırsattan. Tiebreakle sonuçlanan ilk set, tiebreaki 7-5 ile kazanan Soderling'in oldu.

2. sette durum 1-1'ken Soderling servis kırma şansı elde etti. Bu puandaki güzel ralli, Djokovic'in kötü dropshot denemesiyle sonuçlanınca servis kırmayı başardı. Djokovic'in direnci de kırıldı burada ve 6-1 kaybetti 2. seti.

Djokovic son dönemdeki iyi formundan uzak ve yorgun göründü maç boyu. Soderling ise bu galibiyetle 2'de 2 yaptı ve yarı finali garantileyen ilk isim oldu.

Akşam seansında ise Nadal'la Davydenko karşılaştı. Bjk - ManU maçıyla birlikte takip etmeye çalıştığım için pek bir şey anlamadım ilk setten. Zaten Davydenko için çok kolay bir set oldu, 6-1 kazandı. Nadal set boyunca 2. servisinden hiç puan çıkaramadı.

2. sete de servis oyunlarında problem yaşayarak başladı Rafa ve 2-2'yken servis kırdırdı. Servis kırdırdıktan sonraki Davydenko'nun iki servis oyununda da cevap verme şansları yakaladı Nadal ve durum 4-3'ken güçlü bir "Vamos" eşliğinde servisi kırarak durumu eşitledi. Davydenko 5-5'ken bir kez daha servis kırdı, fakat Nadal da servis kırarak seti tiebreake taşıdı. Tiebreak, set ve maç Davvydenko'nun oldu.

Nadal'ı bu şekilde görmek hakikaten üzücü. Özellikle sezon başındaki formunu ve onunla ilgili konuşulanları, beklentileri şimdiyle kıyaslayınca arada uçurum var. 2010 yılında formunu yakalayacağına ve daha iyi olacağına inanıyormuş kendisi.

Bu sonuçlarla Soderling yarı finali, Nadal da elenmeyi garantiledi. Bugüne kadar grubun mutlak favorisi gözüken Djokovic'in son maçta Nadal'ı yense bile Davydenko'nun Soderling'i yenmesi durumunda gruptan çıkamaması söz konusu.

Günün Sonuçları;

R.Soderling def. N.Djokovic 7-6, 6-1
N.Davydenko def. R.Nadal 6-1, 7-6

Yarının Maçları;

A.Murray - F.Verdasco
R.Federer - J.M.Del Potro

25 Kasım 2009 Çarşamba

Londra WTF: 3. Gün


A grubunda ilk maçlarını kaybeden Del Potro ve Verdasco karşılaştı günün ilk maçında. Maçı izleyemedim malesef, Del Potro 3 sette kazanmış.

Verdasco son setin tiebreakinde sadece 1 puan alabilmiş. Son oynadığı 6 tiebreaki kaybetmiş oldu böylece. Ayrıca Avustralya Açık'ta üst üste Murray ve Tsonga'yı yendikten sonra top 10 oyuncularıyla oynadığı 12 maçı da kaybetti.


Günün 2. maçı ise galipler arasındaydı. Federer ve Murray, karşılıklı servis kırarak başladı maça. Murray 3-2 öndeyken tekrar servis kırarak öne geçti. Federer hemen ardından cevap verme şansı yakalasa da 2 servis kırma puanını değerlendiremedi ve ilk seti 6-3 kaybetti. Verdasco maçının ilk setine benzer görüntüdeydi oyunu. Murray'nin de iyi oynadığı söylenemez, etkili servislerle kolay puanlar aldı ilk servisinde.

İlk sette 4 çift hata yapan Murray'nin ilk servislerini oyuna sokma istatistiği iyi değildi, 2. setin başında daha da düştü. Zayıf 2. servislerden Federer yeterince yararlanamadı ama daha agresif başladı 2. sete. İlk 3 servis oyununda sayı vermedi Murray'e ve 3-2 öndeyken servis kırmayı başardı. Sona doğru vitesi daha da yükselterek 6-3 kazandı 2. seti. İlk servisinde sadece 1 puan kaybeden Federer, ilk setteki gibi 11 basit hata yapsa da ilk sette 5 olan winner sayısı 19'du 2. sette.


Son sete de Federer çok etkili başladı. Servis kırıp 3-1 öne geçtiğinde korttaki İngiliz Murray fanlarının kamera kablolarını kestiğinden şüpheleniyorum; yayın gitti ve çalışan bir link bulamadım maçın son oyununa kadar. Federer, Verdasco maçına çok benzer geçen bu maçın son setini de o maçta olduğu gibi 6-1 kazanarak 2'de 2 yaptı ve bu yılı 1 numarada bitirmeyi garantilemiş oldu.

ATP'nin sitesi maçtan önce bu maçın kazananının yarı finalist olacağını söylese de eğer Murray Verdasco'yu yenerse Federer'in gruptan çıkamama ihtimali var. Bu durumda averaj hesapları devreye girecek.

Federer ilk defa 1 set geriden gelerek Murray'i yenmiş oldu. Ayrıca 3 setlik ilk galibiyeti Britanyalıya karşı.

Günün Sonuçları;

J.M.Del Potro def. F.Verdasco 6-4, 3-6, 7-6
R.Federer def. A.Murray 3-6, 6-3, 6-1

Yarının Maçları;

N.Djokovic - R.Soderling
R.Nadal - N.Davydenko

24 Kasım 2009 Salı

Safin'in Emeklilik Planları


Safin emekliye ayrılalı 2-3 hafta oldu ama gelecek adına çalışmalara başlamakta gecikmemiş. Rusya Tenis Federasyonu'nun iddiasına göre Safin, Rusya Olimpiyat Komitesi başkan yardımcılığı için son dakikada aday listesine dahil olmuş. Üç başkan yardımcılığı koltuğu için şu anki başkan yardımcılarının da olduğu 18 adaydan bahsediliyor. Yakın gelecekte adayların sunumları özel bir komite tarafından değerlendirilecekmiş.

Rusya Tenis Federasyonu Başkanı Shamil Tarpischev, Safin'in başta Kremlin Cup'ın statüsünün yükseltilmesi olmak üzere bazı uluslarası spor organizasyonları için çalıştığını, henüz bu konuda tecrübesiz olsa da aşamalar kaydettiğini söylemiş. Mizah gücüyle yüksek pozisyondaki insanlarla iyi iletişim kurabildiğini, sporu iyi bildiğini ve uygun eğitimleri de alarak Rusya Olimpiyat Komitesi için çok faydalı olabileceğini belirtmiş.

Safin birkaç gün önce de Djokovic ailesinin davetiyle Sırbistan'a gidip Nole'nin amcası ve Sırbistan Açık turnuva direktörü Goran Djokovic'le, henüz çok yeni olan bu turnuvanın nasıl geliştirilebileceğine dair fikir alışverişinde bulunmuş.

Londra WTF: 2. Gün

B grubunun açılış maçı, uzun zamandır beklenen bir karşılaşmaydı. Roland Garros'ta Nadal'ı yenen ilk oyuncuydu Soderling. Bu maçın rövanşını özellikle Rafa fanları fazlasıyla istiyordu.

İkilinin 2007 Wimbledon'da da 5 sete giden ve yağmur sebebiyle 5 günde tamamlanabilen ilginç bir maçı vardı. Soderling antipatimin miladı o maçtır aslında. Final setinin hemen başında, Nadal ilk servisi atacakken Soderling bir anda raket değiştirme ihtiyacı duymuş, ardından da servisi beklerken Nadal'ın şortunu çekiştirmesini taklit etmişti.

Nadal'ın Soderling için; "Gördüğüm en garip oyuncu. Defalarca selam verdim hiçbirine karşılık vermedi." gibi bir yorumu da var. Soderling'in, turun en soğuk oyuncularından biri olduğu hep söylenir. Bu duruma kendisi, tura arkadaş bulmaya değil tenis oynamaya geldiğini söyleyip antipatikliğinin sınırlarını zorlayan bir cevap vermişti.
Yine ikilinin Roma'daki maçında Nadal'ın içeride olan bir topuna itiraz edip hakeme yarım metre ötedeki başka bir izi göstererek çemkirmiş, kendinden nefret ettirmişti bu arkadaş.

İki oyuncunun geçmişini bir kenara bırakıp bugüne dönelim. Soderling ilk sete iyi bir başlangıç yaparak 3-0 öne geçti, ardından Nadal da servis kırarak durumu eşitledi. Söderling, 5-4 öndeyken Nadal'ın servisini tekrar kırarak ilk seti 6-4 kazandı.

2. sette ilk break, durum 1-1'ken Nadal'dan geldi; fakat rakibinin bu şansı kullanmasına izin vermeyen Soderling de servis kırarak cevap verdi. Soderling, servis kırdığı bu oyunda 40-0 öndeydi, Nadal durumu 40-30'a getirdi. 3. servis kırma şansında, çizgi hakeminin "dışarıda" kararı verdiği topa çok yerinde bir itirazla servis kırmayı başardı. İlk sette olduğu gibi 5-4 öndeyken tekrar Nadal'ın servisini kırarak Robin rounda galibiyetle başlamış oldu Robin.

Nadal maç boyu kazanabileceğine dair hiçbir ümit vermedi bana. Bu formuyla Davydenko'yu da Djokovic'i de yenmesi mümkün görünmüyor. Çok güzel başlayan sezon, çok kötü şekilde devam etti ve öyle de bitecek gibi Nadal için.

Djokovic - Davydenko maçı ise hayli çekişmeli oldu. İlk sette durum 2-2'ken servis kırarak avantaj sağlayan Davydenko, 5-3 öndeyken tekrar servis kırdı ve ilk seti 6-3 kazandı.

2. sette ise durum 4-4'ken servis kırmayı başaran Nole, seti 6-4 kazandı. Final setine de servis kırarak başladı ama Davydenko kolay pes etmedi. Durum 3-2'yken Djokovic'in servis oyununda 3 kez servis kırma şansı elde etse de servisi kıramadı. Gitti daha zor bir yerde, Djokovic maç için servis atarken kırdı servisini. Sonra ise bu şansı, kendi servis oyununda puan dahi alamayarak kaybetti Davy.

Maç sonunda t-shirtlerini değiştirmeleri de hayli ilginç ve hoştu. :)

Sakatlığı sebebiyle turnuvadan çekilmek zorunda kalan Roddick de Davydenko - Djokovic maçını izleyenler arasındaydı.

Günün Sonuçları;

R.Soderling def. R.Nadal 6-4, 6-4
N.Djokovic def. N.Davydenko 3-6, 6-4, 7-5

Yarının Maçları;

J.M.Del Potro - F.Verdasco
R.Federer - A.Murray