Recent Posts

30 Aralık 2009 Çarşamba

Federer Davis Cup'ta Yok

Federer, Mart ayında İspanya ile İsviçre'nin karşı karşıya geleceği Davis Cup ilk turunda oynamayacağını açıklamış.

Şaşırmadım bu kararına ama Davis Cup'ta bir Federer-Nadal maçı izlemek güzel olurdu. Gerçi henüz İspanya'nın kadrosunda Nadal olacak mı bilmiyoruz. Maçların İspanya'da, toprakta oynanacağını düşünürsek Federer de oynamayınca İsviçre'nin bir sürprize imza atma ihtimali kalmadı diyebiliriz.

Federer için 2010 zor bir yıl olacak. Muhtemelen kırmak için odaklandığı bir rekor daha var; Sampras'ın 286 haftalık 1 numarada kalma rekoru...Tam hesaplamadım ama bunun için büyük ihtimalle Wimbledon'a kadar 1 numaralı koltuğunu koruması gerekiyor. Roland Garros'ta korunması gereken 2000 puanı düşünürsek, ki Nadal 4. turda elendiği için çok az puan alabildi 2009'da, Indian Wells ve Miami turnuvaları öncesi fazla yorulmak istemedi sanırım toprakta oynanacak Davis Cup maçları ile.

23 Aralık 2009 Çarşamba

Ana Ivanovic ve Fok Balıkları


Ana Ivanovic, Mooloolaba’daki "UnderWater World"'de fok balıklarıyla bir araya gelmiş. Ana fok balıklarını, fok balıkları da onu çok sevmiş belli ki.

22 Aralık 2009 Salı

Myla ve Charlene


Myla & Charlene Federer 5 aylık yeni halleriyle karşımızda. Facebooktaki hayran sayfasına şu notu düşerek koymuş bu resmi Federer;

"Many friends and fans have asked for an updated picture of our girls so we thought we'd post this picture for the holiday season. Our entire family wishes you a safe and happy 2010!"
Fotoğraf yine Robert Federer imzası taşıyor. :)

15 Aralık 2009 Salı

Wawrinka Da Evlendi

Uzun zamandır birlikte olduğu kız arkadaşı Ilham Vuilloud ile evlendi Wawrinka. Şubat ayında ikilinin bebeği dünyaya gelecek. Geçtiğimiz günlerde bir röportajında yakın bir tarihte evleneceklerini söylemiş ama gün vermemişti.

Çocuklarının dünyaya gelmesi Federer'i pek etkilememişti, onları da gittiği turnuvalara götürmüştü. Wawrinka bu konuda biraz farklı düşünüyor sanırım. Çocukla seyahatin çok zor olduğunu ve eşinin eskiden olduğu gibi sadece bazı turnuvalara onunla birlikte geleceğini söylemiş. Davis Cup ilk tur maçında İspanya'yla karşılaşacak olan İsviçre'nin kadrosunda da yer alan Wawrinka, bu turnuvada oynayıp oynamayacağına bebeğin durumuna göre karar verecekmiş.

9 Aralık 2009 Çarşamba

The Biggest Upsets Of 2009

Atpworldtour.com, bugünkü yazısında 2009'un beklenmeyen sonuçlarını, en büyük üzünütüyü, hayal kırıklığını yaratan maçlarını ele almış.


1 - Roland Garros 4. tur / Robin Soderling def. Rafael Nadal 6-2, 6-7(2), 6-4, 7-6(2)

Sezona çok iyi başlayan Nadal, ilk sert zemin finalinden zaferle ayrılmış, Grand Slam sayısını 6'ya yükseltmişti. Roland Garros'un her daim mutlak favorisi olması ve 2008 Wimbledon şampiyonluğu sebebiyle bu sezon grand slam yapar mı tartışmaları bile yapılıyordu sezon başında.

Toprak sezonuna da çok iyi başlamıştı aslında. Monte Carlo, Barcelona ve Roma'yı kazanıp Madrid'de finalde Federer'e yenilmişti. Roland Garros'ta da ilk 3 turu set kaybetmeden geçmişti ki zaten Roland Garros'ta toplamda kaybettiği set sayısı 7'ydi. 4. tudaki rakibi, 1 ay önce Roma'da 6-1, 6-0 yendiği Soderling'ti.

Maç bitene kadar kötü oyununa rağmen bir an olsun Nadal'ın kaybedeceğini düşünmedim, inanamadım ya da. Son tiebreakte Soderling 6-2'yi bulup 4 maç puanı kazandığında bile durumu algılamış vaziyette değildim. Federer'in yıllarca Roland Garros kupasını kazanmasını hayal etmiş, 2008 finaliyle birlikte bunun Nadal olduğu sürece gerçekleşmeyeceğine kendimi iyiden iyiye inandırmış biri olarak, Nadal'ın elenmesiyle Federer'in şampiyonluk yolunda önü açılsa da ben sevinemedim bu sonuca. Hem Nadal'ın hem de sevenlerinin neler hissettiğini az çok tahmin edebiliyorum.

Bu sürpriz sonuçla Borg bir rekorunun daha kırılmasından kurtulmuş, Nadal ise Roland Garros'ta 31 maç sonra ilk mağlubiyetini almış oluyordu. Gerçekten de yılın en beklenmeyen ve hayal kırıklığı yaratan sonucuydu bu.

2 - Amerika Açık Finali / Juan Martin Del Potro def. Roger Federer 3-6, 7-6(5), 4-6, 7-6(4), 6-2

Son 5 yılın şampiyonu Federer 2007 yılında ilk Grand Slam finaline yükselen Djokovic'i, 2008'de yine ilk Grand Slam finaline yükselen Murray'i yenerek şampiyon olmuştu. Bu yıl da final sahnesinin kahramanı Del Potro aynı ünvana sahipti ve beklenen son 2 yılki senaryonun tekrarıydı.

İlk sete Federer çok iyi başlamış ve rahat şekilde kazanmıştı. 2. sette de her şey Federer lehine ilerliyordu; ta ki set için servis atarken servisini kırdırıp sonrasında seti kaybedene kadar. Wimbledon finalinde Roddick'in kaçırdığına benzer bir fırsatı bu sefer Federer harcamıştı. Buna rağmen 3. seti kazandı Federer, ama Del Potro'nun da ümitlenmesini, maça tekrar ısınmasını sağlamıştı 2. set.

Federer'den bir maçta tiebreakle 2 set almak, hem de bir Grand Slam finalinde...Del Potro gerçekten zor bir iş başardı ve finali final setine taşıdı. Final setinde de beklediğinden çok daha kolay bir şekilde, onu ilk Grand slam şampiyonluğuna ulşatıracak sonucu aldı.

Federer Nadal dışında kimseye Grand Slam finallerinde yenilmemişti Amerika Açık'a kadar. Pek çok açıdan ilkleri barındıran bu maç, sezonun en önemli sonuçlarından biriydi şüphesiz.

3- Amerika Açık 4. tur / Marin Cilic def. Andy Murray 7-5, 6-2, 6-2

Bu skor, yıl boyu her turnuvada Murray'i favori gösteren kesimleri şaşırtmış olmalı, beni o kadar da şaşırtmadı. Cilic, çıkış yapmasını beklediğim bir oyuncuydu. Önümüzdeki yıllarda şaşırtıcı pek çok sonuç alacağını tahmin ediyorum; umarım Cilic, Gulbis gibi hayal kırıklığına uğratmaz beni.

Cilic'in oynadığı, Murray'nin bu dominasyona maç boyu bir çare bulamadığı bir maçtı. Bu sonuçla Cilic, Top 3'teki oyunculara karşı ilk galibiyetini almış ve ilk çeyrek finaline yükselmişti. Murray ise 2 numaralı seribaşı olarak katıldığı bu turnuvada da beklentileri karşılayamadan ayrılmıştı.

4- Roland Garros 3.tur / Philipp Kohlschreiber def. Novak Djokovic 6-4, 6-4, 6-4

Djokovic, çok iyi geçirdiği toprak kort sezonu sonrası büyük umutlarla gelmişti Fransa'ya. Monte Carlo ve Roma'da finale, Madrid'de de yarı finale yükselen Djokovic, her üç turnuvada da Nadal'a yenilmişti. Belgrad'daki turnuvayı ise kazanmıştı.

2008 yılında Roland Garros'ta yine Nadal'a 3 sette yenilmiş olsa da çok iyi bir mücadele ortaya koymuştu. Bu yılın da önemli finalist adayları arasındaydı Nole. En az yarı final göreceğini düşünüyordum ben de ama beklenmedik şekilde 3. turda veda etti tunuvaya.


5- Rogers Cup çeyrek finali / Jo-Wilfried Tsonga def. Roger Federer 7-6(5), 1-6, 7-6(3)

Federer'in son sette 5-1 öndeyken üstün bir çaba göstererek kaybetmeyi becerdiği maç. İlk seti tiebreakte kaybettikten sonra 2.seti 6-1 alan ve 3. sette de 5-1'i bulan, yani son 13 oyunun 11'ini kazanan Federer'in 1 servis oyununa tutunamayıp tiebreakte de varlık gösteremeyip kaybetmesi fazlasıyla şaşırtıcıydı. Federer'in de maç sonrası belirttiği gibi "It's never over until it's over."

Yılın En İyi 5 Maçı

ATP resmi sitesi, bu haftanın 5 günü boyunca 2009 yılını farklı şekillerde ele alan yazılar yayımlayacak. Pazartesi günü "Yılın Fotoğrafları"nı, bugün de "Yılın En İyi Maçları"nı yayımlamışlar.

Yılın fotoğrafları olarak seçtikleri fotoğrafların birkaçı dışında pek özel yanlarını göremedim açıkçası. Bakmak isteyenler buradan ulaşabilirler.

En iyi 5 maç listesinde ise şu maçlar var;


1- Wimbledon Finali / Roger Federer def. Andy Roddick 5-7, 7-6(6), 7-6(5), 3-6, 16-14

Bu maçı yaşanan büyük çekişme sebebiyle ilk sıraya koyduklarını düşünüyorum. Oynanan tenisin kalitesi açısından ilk sırayı hakettiğini düşünmesem de yılın maçı olarak düşünülmesi çok da garip gelmiyor.

Federer'in Roddick karşısında birebirdeki üstünlüğünün de etkisiyle Roddick'e maç öncesi çok da şans tanınmıyordu. 2004 ve 2005 Wimbledon finallerinde de karşı karşıya gelen bu ikiliden iki maçta da gülen taraf Federer olmuştu. Roddick 3. Wimbledon finalinden kupayla ayrılmak istiyordu ve kazanmaya çok da yaklaştı bu sefer.

Özellikle 2. setin tiebreaki unutulmaz. 6-2 öndeyken kaçırdığı puan ve oradan seti kaybedip 2-0'ı bulamaması eminim Roddick'in hatırladıkça hala hayıflandığı bir durumdur. 2-0 öne geçeydi, bu servis performansıyla maçı alırdı gibi geliyor. İki oyuncunun da servislerinin ön planda olduğu bir maçtı ve Federer sadece bir kez servis kırarak 77 oyunluk final maçını kazanan taraf oldu.

Federer'in Roland Garros zaferi sonrası Nadal'ın da yokluğunda mutlaka kazanması beklenen bir turnuvaydı Wimbledon. 15. Grand Slam'ini kazanarak Sampras'ın rekorunu geçmesi ve 2008'de Nadal'a devrettiği "1 numara" koltuğunu geri alması açısından da önemliydi. Bir ara hiç bitmeyeceğini sandığım ve Ertem Şener'in tabiriyle yüreğim ağzıma gele gele ağzımda yer kalmayan maçı kazanan Federer 6. Wimbledon şampiyonluğuna ulaşarak Sampras'ın 7 Wimbledon rekoruna da bir adım daha yaklaşmış oldu.

2- Madrid Açık Yarı Finali / Rafael Nadal def.Novak Djokovic 3-6, 7-6(5), 7-6(9)

4 saat 3 dakika süren, Open Era'nın en uzun "best of three sets" maçı. Djokovic'in Nadal'ı yenmeye bu kadar yaklaşıp Roma ve Monte Carlo'da olduğu gibi mağlup ayrıldığı, 2.liği tartışılabilir ama listede olmayı hakeden bir maç.

Nadal maç boyunca sadece 2 kez servis kırma şansı yakalamış ve birini değerlendirmişti. Djokovic ise 8 servis kırma şansının 2'sini değerlendirse de maçı kazanamadı.

Djokovic 2009 yılında Madrid'e kadar, Davis Cup maçını da sayarsak 3 kez karşılaşmıştı Nadal'la ve bu toprak kort mücadelelerinin hepsini kazanan taraf Nadal olmuştu. Toplamda da 9-0 gibi bir üstünlüğü var Nadal'ın toprakta Djokovic'e karşı. Djokovic bu seriye son vermek istiyordu; Nadal'ı kendi evinde yenmek de ayrı bir motivasyondu tabii. Son sette 3 kez maç puanı yakaladı Djokovic fakat değerlendiremedi hiçbirini.

Djokovic'in, performanını "Bu zeminde oynadığım en iyi tenisti." diye tanımladığı bu maç sonrası 3 kez de sert kortta kaşılaştılar bu sene ve 3 maçı da Djokovic kazandı. Djokovic'in Nadal'a karşı kazandığı ilk tiebreakin bu yıl Londra'daki Robin Round maçında olması da ilginç bir ayrıntı.

3- Avustralya Açık Yarı Finali / Rafael Nadal def. Fernando Verdasco 6-7(4), 6-4, 7-6(2), 6-7(1), 6-4

Benim için 2009'un en güzel maçıydı kuşkusuz. Bu kadar keyif aldığım ve tenise doyduğum bir maç olmadı yılın geri kalanında.

4. turda Andy Murray'i, çeyrek finalde de Tsonga'yı eleyen Verdasco'nun ilk çeyrek finaliydi bu. Nadal ise çok iyi bir performans göstererek ilerliyordu ve sert zemindeki ilk Grand Slam şampiyonluğuna ulaşmak istiyordu.

5 saat 10 dakika süren müthiş mücadelenin Verdasco'nun çift hatasıyla bitmesi ise gerçekten üzücüydü. İki tenisçi de seyir zevki yüksek bir maç izlettiler bizlere ve mücadeleden hiçbir an vazgeçmediler. Nadal'ın böyle bir mücadeleden çıkıp finalde Federer'i de 5 set sonrası yenmesi ayrıca takdire şayan. Avustralya Açık'ta hem yarı finali hem de finali 5 sette kazanan 2. isim olmuş Mats Wilander'den sonra.


4- Amerika Açık 2. tur / Taylor Dent def. Ivan Navarro 6-4, 5-7, 6-7(1), 7-5, 7-6(9)

İki servis-volecinin etkili servisleri ve file önü mücadelesiyle geçen güzel bir maçtı. Evsahibi Dent'in sakatlıklar sonrası dönüşü açısından da önemliydi. Dent'in maç sonu sevinci de görülmeye değerdi tabii.

5- ATP World Tour Finals Yarı Finali / Nikolay Davydenko def. Roger Federer 6-2, 4-6, 7-5

Sezon sonu turnuvasında oynanan yarı final mücadelesini de listeye almış ATP. Turnuvanın en iyi maçı olduğuna katılabilirim ama listede olmasını beklediğim maçlardan değildi. Avustralya Açık ve Amerika Açık finalleri de listede olabilirdi ama Grand Slam ve Federer/Nadal vs. endeksli bir liste yapmak istememişler anlaşılan. Gerçi Grand Slam maçlarını her halükarda daha fazla sevdiğim için subjektif bir yorum da olabilir bu.

Federer'e karşı 12-0 gerideydi bu maça kadar Davydenko ve bu maçla birlikte bu seriye son vererek Top 10'da galibiyeti olmayan tek oyuncuya karşı da galip geldi ve bir nevi makus talihini yıktı. Sonrasında da Del Potro'yu 2 sette geçerek kariyerinin en önemli kupasını kaldırdı Rus raket.

7 Aralık 2009 Pazartesi

Yardımsever Kardeşler

Agnieszka ve Urszula Radwanska, Krakow'da yardıma muhtaç bir aile için Christmas alışverişi yapmışlar. Beyin felci geçiren bir çocuğu bulunan ve maddi durumu iyi olmayan bu aile için "Gentle Pack" projesi kapsamında bir liste hazırlayıp alışveriş yapan ikili böyle bir yardımda bulundukları için çok mutlu olduklarını söylemişler.

Yaptıkları alışveriş listesinde çikolata olmasa da Urszula, yılbaşını da düşünerek eklemiş sepete birkaç paket.

6 Aralık 2009 Pazar

re re re ra ra ra Spanish Armada

Davis Cup boyunca oynanan tenis dışında dikkatimi çeken bir diğer şey de İspanyol oyuncuların kıyafetleri oldu. Bir Galatasaraylı olarak sarı-kırmızı olan her şey daha bir ilgimi çekiyor haliyle.


En dikkat çekici olan Verdasco'ya Adidas tarafından hazırlanan İspanya milli takımının t-shirtüydü. "Kırmızının gücü bulaşıcıdır." sloganıyla tanıtımı yapılan bu t-shirtün güzel bir reklamı de mevcut.

">

Her ne kadar "Vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızıyla turuncudan iz taşıyan tok bir sarı" tanımına uymasa ve Nike'a ait olsa da Nadal'ın kıyafeti de gayet güzel bir forma olur Galatasaray'a.

5 Aralık 2009 Cumartesi

Y Viva Espana

Davis Cup finalinde İspanya, Çek Cumhuriyeti'ni 3-0 yenerek geçen yılki şampiyonluğunu korudu.

Aslında Davis Cup ve Fed Cup gibi milli organizasyonlar tenis gibi bireysel bir sporda çok ön plana çıkmıyor, pek önem arzetmiyor ama ben çok keyif alıyorum izlerken. Kenarda diğer oyuncuların takım arkadaşlarına destek oluşu, tribündeki renkli görüntüler...Hatta oyuncuların sevinçleri bile başka oluyor; özellikle çiftlerde sevinçlerini paylaşabilecekleri partnerlerinin olması ve sadece kendilerini değil ülkelerini temsil ediyor olmaları daha bir coşku yaratıyor çoğunda.

Favori tabii ki İspanya'ydı ama İspanyolların en büyük umutları Nadal ve Verdasco'nun Londra'daki performansı acaba dedirtmişti biraz olsun. Ama İspanya toprak kortta, seyircisinin önünde Çeklere şans tanımadı ve bu yıl da şampiyonluğa ulaşan taraf oldu.

Finalin ilk maçı Nadal ile Berdych arasındaydı. İlk sette hayli zorlanan Nadal setin sonlarına doğru açıldı ve ilk seti 7-5, 2. seti 6-0 ve 3. seti de 6-2 kazanarak uzun süre sonra ilk galibiyetini aldı. Hem onun için hem de İspanya için çok önemliydi bu galibiyet.

2. maçta ise Ferrer ile Stepanek korttaydı. Stepanek'in ilk iki seti 6-1, 6-2 gibi rahat skorlarla alması, durumu 1-1'e getirme yönünde Çekleri umutlandırsa da Ferrer tam zamanında uyanarak müthiş bir geri dönüşle 6-4'lük 2 set kazanarak maçı final setine taşıdı. Final seti 8-6 ile Ferrer'in oldu ve bu galibiyetle İspanya kupanın bir ucundan tutmuş oldu.

Çekler son kozlarını oynadı bugünkü çiftler maçında ve Verdasco/Lopez ikilisine karşı Stepanek/Berdych çiftiyle şans aradılar. Fakat umutlarını sürdürecek galibiyeti almayı başaramadılar. Verdasco/Lopez ikilisi maçı 7-6(7), 7-5 ve 6-2 kazanarak şampiyonu belirledi ve böylece İspanya 4. kez Davis Cup şampiyonluğuna ulaştı.

4 Aralık 2009 Cuma

Federer Krizde

Federer mali krize girecek değil tabii bu bir gülme krizi. CNN'in Portekizli spikeri Pedro Pinto'yla yaptığı röportajda İngilizce sorulara güzel güzel cevap veren Federer, röportaj İspanya'da yayınlanacağı için sorulan İspanyolca soruları duyar duymaz gülme krizine giriyor. :)

3 Aralık 2009 Perşembe

Au Revoir Amelie

30 yaşındaki Fransız tenisçi Amelie Mauresmo, bugün tenisi bıraktığını açıkladı. Safin gibi o da 2 Grand Slam'i bulunan ve 1 numarayı görmüş bir isimdi. Özellikle de 2006 yılındaki performansı unutulmaz; Avustralya Açık ve Wimbledon finallerinde Henin'i yenerek 2 Grand slam kazanmıştı o yıl.

Toplamda 25 tekler, 3 de çiftler şampiyonluğu bulunan Mauresmo 2003 yılında Fed Cup şampiyonluğu yaşamış, 2004 Atina Olimpiyatlarında da gümüş madalya almıştı.

Çok sevdiğim bir tenisçiydi Amelie. Bu kararı beklesem de şaşırdım duyunca. Kadınlar tenisinin son zamanlardaki halini gördükçe Mauresmo gibi isimlerin değerini çok daha iyi anlamıştım, kötü dönemlerinde bile severek izlerdim maçlarını. En azından bir jübile maçı yapsaydı keşke...